BİRKET DUVAR VE ESKI AŞKLAR
BRIKET DUVAR
Yalçın Öztürk - 25 Nisal 2019
Briket duvar. Bu duvarı hatırladınız mı? Çamlik moteli geçip incir altına kıvrılan döne-
meç'te.
Göl balıklarını izgara ya da tava da pişen dumanları ve alkol ün kokusunun el ele tutu-
şup gök yüzüne ulaştığı noktayı geçince yani.
Roma tiyatrosunun ucundan göl ve bazilikaya açılan su kapısının (Caladius Gate) önün-
den geçip, eski tersanenin dibinden kıvrılıp mendireğe varmadan yolun altındaki künk-
ler ile göle kavuşan derenin üstü.
Ovadan topladığı besinleri önüne katip kimi zaman döne döne ve yavaş. Kimi zaman ise
tam hız göle doğru akıp künkün ucundan mini bir çağlayan yapıp taşıdığı organik besin-
ler ile kendini bekleyen göl ve balıklarına kavuşan dere. Bu duvarın üzerinde usta olta
balıkçıların, savurdukları mantarlı olta ya da sallama ile asla boş çekmezlerdi kıyı ya...
Geceleri, sırtlarını yola dönen cesaretli aşıkların oturup masumca sohbet ettikleri duvar.
Önlerinde duvarı döven dalgalar, altlarında göle akan dere ve tam tepelerin de tepsi gibi
"AY".
Akşamın erken saati ise, hemen yanı başında 'ki incir altı çay bahçesinde Mithat Balıkçı-
nin pikabından çalan longplay, Turgay'ın tavernası ve kurbağa Kermit'in ince ezik ve
hatta çatlak sesi kıpır kıpır müzik yani... Ve ilerleyen gecenin göle inen yakamozun eşli-
ğinde Sanat güneşi, Zeki Müren...
Duygu sağanağında üşüyüp birbirine sokulan sevdalılar ya da kırk yıllık evli çiftler. Ar-
kalarında üşüdüklerinde omuzlarına şal gibi sarılıp örtecek kızıl renkli sır dolu surlar.
Mithat ağabey göl yüzeyinde Ercan Turgut, Bülent Ersoy, Selami Şahin, Belkıs Akkale,
Bedia Akartürk, Zeki Müren ve devrin her ünlüsüne ait plakları fırlatıyor, Askania İznik
gölü, devasa bir pikap gibi hepsini kabul edip dalgalarından birini pikabın iğnesi yapı-
yor. Gökteki "Ay" bu pikabın borusu olup koca gölü dev bir gramofona çeviriyor.
Akşam, gün batarken... Orhan Gencebay akşam güneşi parçasıyla incir altında sahilden
uzaklaşmaya çalışıyor.
Her şey. Siyah beyazken, birden renkli filimler geliyor. İncir altına gidenler azalıyor,
yavaş yavaş video denen bir alet her yeri sarıyor.
Önce ovanın kılcal damarı dere kuruyor sonra briket duvar yıkılıyor, tüm bu gürültüden
derede yiyecek bekleyen balıklar ürküyor.
Yıl 1982'ye gelince, yeni bir moda başlıyor. Göl kenarında çay bahçelerinde, aile yeri be-
karlar yeri. Çay bahçeleri'de dere gibi kuruyor. Duvar yok, balıklar ve dere de. Sonra
duvar üzerinde oturan aşıklar ve hatta incir altında eski rıhtımdaki sazlıklar kuruyor.
Ve incir altı yıkılan duvar ile uzun yıllar derin bir sessizliğe bürünüyor. Tıpkı kardeşi
"akasya altı" gibi. (Bugün ki izzet peşte tesisleri yanı) Ve İznik de yer isimleri de duygu-
lar gibi hızla unutulup isim değiştiriyor...
Ne gariptir'ki o birket duvar,antik çağda soylu aşkları birbirine kavuşturan göl teknelerine ev sahipliği yapan,limandı.Yoksul sevdalar ise dağ taş yürürdü
luna bakarken, ya da "Dallas restoran 'ta" ha, ne dersiniz kaç yer ismi...?


Yalçın Öztürk, öğrenmenin yaşı yok. Her gün geçtiğimiz yerleri, anıları, İznik'i yeniden tanıyorum. Kalemine, yüreğine sağlık.
YanıtlaSil