NİKAİADA Kİ AŞK
BİR NIKAIA EFSANESI
Gün. Ağarirken ağir ağir çikti baharin serinliginde kuzey dogu yönundeki burcun tepesine..
Kara yagiz bugday tenli adam dogan güneşi ardina almiş al rekli atinin üzerinde surlara bir ok atimi mesafede durmuştu.
Burcun tepesinde sari saclari bahar ruzgarinda savrulan mavi gòzlu kadın heykel edasiyla durmuştu. Uzun sure sessiz ve hareketsiz birbirlerini izlediler. Sonra. Burcun tepesinden dogan güneş yönundeki ama bagirdi kadin. " Beni alman için kaleyi almak zorundasın." Dedi,sessizce sur ıcinde gözden kayboldu.
Masmavi gözleri,beline kadar uzanan sari saçlari vardi.Belinde kıliç. Elinde attigi hedefi şaşmayan ok ve yay vardı. Su perisi Nikaia yi andiriyordu.
***********
Buğday tenli atletik yapili yakışikli adamdi. Al renkli atinin uzerinde her an savaşmaya hazir kınindan çikmaya hazir kiliç gibiydi.Bir elinde uzun bir mizrak vardi.uzak diyarlardan bu kaleyi zaptetmeye gelmiş yuregi surdaki guzel amazon kadinda tutsak kalmişti. Düşuncelerinden asla taviz vermezdi. Ya bu surlari aşacak yada bu surlarin dibinde ölecekti.
************
Her sabah. Kuzey dogu yònundeki burca çikar yigit adami arar göz göze gelincede gun ışıgini takip eden ay çiçegi gibi umursamaz sîrtini döner ama yüregi yerinden çikacak gibi atardı..
Genç adam. Kòşedeki burca bir ok mesafesi yaklaşir durur ve burcun uzerine seslenirdi. Ve onun mavi gözlerinde dogan güneşi izlerdi. Yani göz göze sevişir konuşurlardi. Son söz kadinda biterdi. " kaleyi alirsan. Beni de alirsin."
Köşe burcun kuzey yönünde doguya açilan görkemli bir anıt kapi ve yaninda şehre su taşiyan bir su kemeri vardı. Surdan içeriye girer ve soldaki sarnica bir kol ayrilirdi. Sarnicin tabaninda bir kapak kapagin altinda ise şehrin dişina açilan bir gizli dehliz vardı. Ama önemli olan. Su kemerinden içeriye girebilmek idi. Ve yigit adamin ne sarnictan nede altindan kentin disina acilan dehlizden haberi vardi. Tek amaci su kemerinden şehrin içine sîzmak ve kalenin ağir hantal kapisini dışarida bekleyen bir avuç arkadaşina açabilmekti. Boylece hem kaleyi alacak hemde sevdasina kavuşacakti.
*************
Güney doğu yönune kalan kızlar burcunun guzeller guzeli komutani da. Yıgit adama vurgundu. Ama oda gururlu bir kadin ve prensiplere sahip bir insandi. Kim bilir belkide düğun geleneginden olsa gerek kendini kolayca evet diyen biri konumunada sokmak istemiyor olabilirdi,kimbilirki o yurekte neler vardı.
Her şeyi sanki bir kenariya not edercrsine ve kendince yazar çizerdi. Hatta savunmasi altindaki sur duvarlarina bugday tenli yigit savaşcinin al at üzerindeki resmini bile tasfir etmişti.
En azindan uykusuz kaldigi gecelerde elinde meşale o sur duvarina gelir gecenin karanliginda göremedigi adamin yüzunu seyrederdi.
Isteseydi bir çirpıda o yigidi sur içine sokar once kaleyi sonra da kendini ona teslim ederdi,ama bu onun savaşçi ruhuna aykiri. Kendine emanet edilmis insanlara ise ihanetti.
Aylardan Mayis,mevsimlerden bahardi. Ve halen kıştan kalma bir kaç tutam soğuk. Özellikle sabaha yakin bedenleri ısıriyordu..
Bugday tenli yigit.kararini vermis arkadaşlarini etrafina toplamıs planini anlatmis ve helalliklarini almişti.sabaha karşi su kemerine bir gedik açip içine girecek ve oradan kaleye sizacakti. İceriye girer girmez ise kale kapilarini acip yarenlerini iceriye alacakti.
Dedigini yapti. Birkaç arkadasiyla ustu kapali su yoluna bir gedik acti ve icine girdi. Su soguktu,aldirmadi bile ve binbir eziyetle kimi zaman suyun akinti hizi ile kimi zaman emekliyerek saga sola carparak kqaranlikta yurumeye çalisti. Tarih. 5 mayisti.
Ayni gece kuzey dogu yönundeki köşe burçta uyumayan biri daha vardi.elinde meşale duvardaki al atli adamin suretine bakiyordu. Kendi resmetmisti ve onu savaşçi olarak gelecek nesillere aktarmak icin al atin kuyrugunu òrmüştü.ve onunda yüreginde koskocaman bir ateş yaniyordu.korkusu yurek atesini goren diger ateş nobetcileri de tehlike ateşini yakmasiydi ki bu her şeyin sonu olurdu.
Sonunda binbir zahmet ile su kemerinden geçip iki kapi arasina sizabilmişti.ve aksam ictikleri sarabin yada sabahin mahmurlugundaki nobetciler onu farketmemişti...
( Birinci bölüm devami yarin akşam)
Yalçin öztürk.BIR NIKAIA EFSANESI -2-
" Bazen insan paylastigi öykunun icinde yaşamak ister. Benimki de öyle oldu. Şuan istanbulkapida yaptigim atli savas arabasi atinda öykuye gireyim istedim."
Bugday tenli uzun saçli adam su hendeginden iki kapı arasina girmıs. Akşam içtikleri şarabin etkisiyle sızmis olan bizans askerleri onu fark etmemişti.
Hızla kapîya yöneldi. Kalaslar ile destekli kapi sürgulerini bir çirpida yerinden çıkardi ağir ve hantal kapı gîcırdayarak ardina kadar açildi. Kapı öyle gıcırtı çikartiyordu ki sanki imdat ister gibiydi.
Sonunda her iki kanat da sonuna kadar açildi. Kapiya yakin mevkide pusuda olan yarenleri atlarini hizla sur içine sürdüler. At kişnemeleri nallarin mermer bloklardan yapilma yolda çikarttigi metal sesler sur duvarlarinda yankilaniyor ve her nal mermer zeminde kıvilcimlar saciyordu.
Çikan gürultu uzerine uyanan orta kapı nöbetçileri sur araligindan aşağiya demir parmaklikli kapiyi hizla saldilar. Uclari sivri demirler yerdeki mermer bloklarin cigerine kadar saplandi sanki. Bir müddet titredi kapı sonra olan biteni anlamak istercesine sessizce durdu iki kapi arasindaki savasi seyreder gibiydi..
Kapı hizla yere inerken bir kaç askeri de altina çivilemişti.ve başlarina geleni anlamayamadan can çekisiyorlardi. Beyaz mermerler al kırmızi kan olmuştu.
************
Öyle bir gürültu vardi ki at kışnemeleri kiliçlarin birbirine çarparken çikarttiği şakirtilar a yaralanan insan çıgliklari karişiyor çikan sesler tüm krnte yayiliyordu.
Kızlar burcunda alârm verildi ve nöbetciler tam silahli yerlerini alirken sari saclı amazon bir kaç muhafizi ile hızla dogu yönundeki kapiya koştu,saclari sur üzerinde bayrak gibi dalgalaniyordu.
Ve sonunda orta kapinin uzerine ulaşti.mazgal araligini kendine siper edip aşagida olan biteni anlamaya çalişirken bir yandan da sevdigi adamı ariyordu gözleri.
Bugday tenli adami. Tam atina binerkrn gordü. Yüregi hizla çarpmaya başladi. Onun o dar alanda kılicini ustaca savurusunu uzerine gelen kilıç darbelerini savuruşunu seyretti. Bir yandan da henuz karar vermemesine ragmen ona bir şey olmamasi icin dua ediyordu içinden.
Bugday tenli adam aylardir bu ani bekliyor ve bu gune dek yaptigi her hamle boşa çikmıs bugun ise bunun birinci ayagini başarmişti. Sur içindeydi ışte ve amaci ugruna ya òlecekti yada başaracakti, yolu yoktu.
Aylardir bu civarda dönmüs durmuş çevredeki rum köyluler ile dostluk kurmus onlarin gönüllerini fetetmisti. O ovada gezerken tarlalarinda çalışan köyluler kendilerini güvende hissederdi. Bilirlerki başlarina bir iş gelse o ismini bilmedikleri genç adam aninda yardimlarina koşardi. Ona ve arkadaşlarina tarlalarindan topladiklari mevsimlik ne varsa gònullerinden nekadar koparsa verirlerdi. Genç adam ayni zamanda dönemin en iyi şifacilarindandi nerede hasta biri var duysa kalkar gider otlardan yaptigi ilaçlar ile şifa dagitirdi.
Çarpişma tüm şiddeti ile devam ediyordu. Sari sacli amazon komutan istese bir ok atisi ile bulundugu yerden genc adami vurabilirdi. Ama. Her seferinde niyetlensede ona dedigi söz aklina geliyor elini ok ve yaydan geri çekiyordu.
- KALEYI ALIRSAN BENI DE ALIRSIN...!
İşte bu sòz. Elini kolunu bağliyor ve bir yandan da aşık oldugu adamı korumasi için tanriya ve isa ya dualar ediyor adaklar sunuyordu.
Çarpismalar ara ara yavaşlasada biraz soluklandiktan sonra yeniden şiddetleniyor ve ortaliktaki òlülerin akan kanlarindan mermer zemin kayganlaşmiş atlarda insanlarda dengelerini saglarken old7kça zorlaniyorlardi. Zaman su gibi geçmiş hava kararmiştı diş kapi açik,orta kapi kapaliydi. Ve sur içindeki askerler saldirmak icin uygun zamani beklerken genç adam ve yarenleri de kendilerine siper ettikleri sur duvari dibinde dinleniyorlardi. Artik geri dönüş diye bir şey söz konusu degildi.
(Ikinci bölum sonu.devami ve son bölümü perşembe gecesi.)
Dedim ya bazen insan duydugu oykuyu yazarken etkilenip bir kahramanii da o oluyor oyuzden kendi resmimi koydugum icin bağişlayin. Yani bazi yönetmenler vardir yaptiklari filmlere kendilerinden de birkac sahne koyar ya o misal.Hepinize iyi geceler.BİR NİKAİA EFSANESİ -3-.
Hava kararinca ortalik sakinleşmiş iki tarafta geri çekilmiş bir nebze de olsa soluklanip dinlenme firsati yakalamislardi.Sur araliğinda yaralı insanlarin feryatlari yada aci çıglıklarindan başka ses çikmiyordu.
Ay. Bulutlarin arkasina bir gizleniyor bir çıkiyordu.
Ayni zamanda orta kapînin üzerindeki sur duvarlarinin arkasinda da biri uyumuyordu. Yüreginin çarpintisi aşagidaki yaralilarin feryadini bastiriyor gibi geliyordu. Ve gòzleri karanligin icinde bugday tenli yağiz adami ariyordu.
(Neden amazon dendigine gelince. Tarihi veriler derki Turuva savaşinda Turuvalilara destek icin nikaiali erkek savaşcilar ile birlikte nikaiali kadin savaşçilarda turuvaya gitmiştir. Ve o dònem ve sonra ki dönemlerde nikaialilardan soz ederken diger medeniyetler. "sözlerine güvenilir yigit insanlardir" diye bahseder. Şimdilerde, bilmiyorum kim ne der.)
Ay. Bulutlarin ardindan çikti.işte o an. Gòz göze geldiler. Adam,mutluydu. Kadin,rahat bir nefes aldi.mevsim bahar,ve 5 mayis bitmek uzereydi.
Derken. Kale icindeki kiliselerin çanlari cani yanmişcasina çinlamaya başladi.saat 12 yi geçmisti çunku çan tam 12 kez vurdu,sur duvarlarinda derin yankilar oluştu.. zangoçlar gorevlerini yerine getirmenin huzru içinde ayasofyanin dehlizlerinde gözden kayboldu. Şarap mahzeninde birbiri ardina kadehleri yuvarlayip bir kenarida sizip kaldilar.
Ortaligi metal zincirin yuvarlanirken çikardigi sese yukariya dogru yukselen parmaklikli demir kapinin broşlari tikanmişcasina pasli sesi kapladi. Geceye insani olmayan buyuk bir ciglik yayildi onlaca asker bir avuc adamin uzerine çullandi. Nağralar aci feryatlar devrilip düşen bedenler. Yuvarlanip giden insan bedenleri ve kelleler....
Kimin kimi vurdugu belli degil. Derken.... karanligin içinden bir ses yükseldi. "Görmezmisin kellen gitti," ve ses tüm sur araligina yayildi. Sarisin mavi gözlü amazon komutanin surlarina dayandi yankilandi.
Bir anda boguşma durdu. Her iki tarafin askerleri şaşkinlikla olan biteni ay ışıginda izlemeye başladi. Bir adam. Atindan yere indi. Loş ışikta yerde bir şeyler aradı,buldu. Buldugu şey kendi bedenine ait kesik bir baş idi. Hic bir şey duymuyordu başini eline aldı koltugunun altina kîstirdi başsiz bedeni ile son kez sevdiginin oldugu sur a bakti. Sonra dogu yönune döndü. Kalabalik asker gurubu ikiye ayrildi yol verdi Birinci, derkenci adimini atmişti ki,sari sacli mavi gözlu kadin. Yuksrkten akan su gibi akti âsagiya surdan,takildi peşine.
Adam. Dev adimlar ile yuruyor,kız. Onun ruzgarindaki yaprak gibi peşinde savruluyordu ki... kadin seslendi. "BENİ ALMADAN MI GIDIYORSUN" Başsiz beden sesin geldigi yöne dòndü.elini uzatti,uzatti elini kadin.... adam once dizlerinin uzerine çoktu. Eli halen havadaydi. Günlerden 6 mayis idi ve tepede parlak bir ay.sabaha karsiydi. Adam,kasabayi goren noktaya uzandi,tam yedi adimda gelmisti.kadin,adamin henuz sogumamis elini tuttu ve yanina uzandi.
Kaledekiler sagir ve dilsiz gibiydiler tum olan biteni anlamaya çalisiyorlardi. Gün agardi,ovadaki işlerine giden rum köylüler cansiz bedeni gòrdüler tanidilar.ve feryatlari tüm ovayi sardi. Al ata binmiş bir kadin. Dag başlarinda bir taç gibi takilmiş duran sislere dogru giden kadini son kez gördu. Yavaşça gözden kayboldu sari sacli kadin.
Ogünden sonra tepe ustunde isimsiz bir mezar kaldi.ve 5 mayisi 6 mayisa baglayan geceye tanik olan kòyluler. Her yil o gece bu aşki ve savaşi anmak için tören duzenlediler. Ve genc kizlar erkekler... her yil o gece koca ateş yakip uzerinden atlayip,niyet tuttular. Ve bu öyku yillarca yuvarlandi degisime ugradi bu güne kaldi.
Bu gune kalan bir şey daha vardi. O gunlerde sur duvarina çizilen o adamin resmi. Ve o adamin 2018 yılina geldigimizde gecen gunlerde paylaştigim sadece atıniñ sagrisi.(arka bılumu. Çok ugraştim ama kurtaramadim son iki yılda iyice tahrip oldu malesef ve bana o resmin yipranmamis hali ve bugunki son hali,bir de bu hikaye kaldi.)
Umarim zamaninizi alip,başinizi agirtmadim. Ama birinci resme dikkatle bakin. Bu gün kasabami çeviren surlardan birinin duvarinda halen mevcut.ve benden başkada kimsenin umrunda değil.oysa bunu onlar bulaydi yer yerinden oynardi. Bilmedikleri ise bu resim o sur duvarina ışlendiginde zaten yer yerinden oynamişti.( sahi siz bu hikayeyi nereye bağladiniz,ne anladiniz. Kimi cağriştirdi bu hikaye size.?)
Herkese,kasabama öykulerine yaşanmişliklarina yaşanacaklarina. Iyi sabahlar,yeni bir òykude buluşmak uzre.hoşçakalin.
Yalçin öztürk
Gün. Ağarirken ağir ağir çikti baharin serinliginde kuzey dogu yönundeki burcun tepesine..
Kara yagiz bugday tenli adam dogan güneşi ardina almiş al rekli atinin üzerinde surlara bir ok atimi mesafede durmuştu.
Burcun tepesinde sari saclari bahar ruzgarinda savrulan mavi gòzlu kadın heykel edasiyla durmuştu. Uzun sure sessiz ve hareketsiz birbirlerini izlediler. Sonra. Burcun tepesinden dogan güneş yönundeki ama bagirdi kadin. " Beni alman için kaleyi almak zorundasın." Dedi,sessizce sur ıcinde gözden kayboldu.
Masmavi gözleri,beline kadar uzanan sari saçlari vardi.Belinde kıliç. Elinde attigi hedefi şaşmayan ok ve yay vardı. Su perisi Nikaia yi andiriyordu.
***********
Buğday tenli atletik yapili yakışikli adamdi. Al renkli atinin uzerinde her an savaşmaya hazir kınindan çikmaya hazir kiliç gibiydi.Bir elinde uzun bir mizrak vardi.uzak diyarlardan bu kaleyi zaptetmeye gelmiş yuregi surdaki guzel amazon kadinda tutsak kalmişti. Düşuncelerinden asla taviz vermezdi. Ya bu surlari aşacak yada bu surlarin dibinde ölecekti.
************
Her sabah. Kuzey dogu yònundeki burca çikar yigit adami arar göz göze gelincede gun ışıgini takip eden ay çiçegi gibi umursamaz sîrtini döner ama yüregi yerinden çikacak gibi atardı..
Genç adam. Kòşedeki burca bir ok mesafesi yaklaşir durur ve burcun uzerine seslenirdi. Ve onun mavi gözlerinde dogan güneşi izlerdi. Yani göz göze sevişir konuşurlardi. Son söz kadinda biterdi. " kaleyi alirsan. Beni de alirsin."
Köşe burcun kuzey yönünde doguya açilan görkemli bir anıt kapi ve yaninda şehre su taşiyan bir su kemeri vardı. Surdan içeriye girer ve soldaki sarnica bir kol ayrilirdi. Sarnicin tabaninda bir kapak kapagin altinda ise şehrin dişina açilan bir gizli dehliz vardı. Ama önemli olan. Su kemerinden içeriye girebilmek idi. Ve yigit adamin ne sarnictan nede altindan kentin disina acilan dehlizden haberi vardi. Tek amaci su kemerinden şehrin içine sîzmak ve kalenin ağir hantal kapisini dışarida bekleyen bir avuç arkadaşina açabilmekti. Boylece hem kaleyi alacak hemde sevdasina kavuşacakti.
*************
Güney doğu yönune kalan kızlar burcunun guzeller guzeli komutani da. Yıgit adama vurgundu. Ama oda gururlu bir kadin ve prensiplere sahip bir insandi. Kim bilir belkide düğun geleneginden olsa gerek kendini kolayca evet diyen biri konumunada sokmak istemiyor olabilirdi,kimbilirki o yurekte neler vardı.
Her şeyi sanki bir kenariya not edercrsine ve kendince yazar çizerdi. Hatta savunmasi altindaki sur duvarlarina bugday tenli yigit savaşcinin al at üzerindeki resmini bile tasfir etmişti.
En azindan uykusuz kaldigi gecelerde elinde meşale o sur duvarina gelir gecenin karanliginda göremedigi adamin yüzunu seyrederdi.
Isteseydi bir çirpıda o yigidi sur içine sokar once kaleyi sonra da kendini ona teslim ederdi,ama bu onun savaşçi ruhuna aykiri. Kendine emanet edilmis insanlara ise ihanetti.
Aylardan Mayis,mevsimlerden bahardi. Ve halen kıştan kalma bir kaç tutam soğuk. Özellikle sabaha yakin bedenleri ısıriyordu..
Bugday tenli yigit.kararini vermis arkadaşlarini etrafina toplamıs planini anlatmis ve helalliklarini almişti.sabaha karşi su kemerine bir gedik açip içine girecek ve oradan kaleye sizacakti. İceriye girer girmez ise kale kapilarini acip yarenlerini iceriye alacakti.
Dedigini yapti. Birkaç arkadasiyla ustu kapali su yoluna bir gedik acti ve icine girdi. Su soguktu,aldirmadi bile ve binbir eziyetle kimi zaman suyun akinti hizi ile kimi zaman emekliyerek saga sola carparak kqaranlikta yurumeye çalisti. Tarih. 5 mayisti.
Ayni gece kuzey dogu yönundeki köşe burçta uyumayan biri daha vardi.elinde meşale duvardaki al atli adamin suretine bakiyordu. Kendi resmetmisti ve onu savaşçi olarak gelecek nesillere aktarmak icin al atin kuyrugunu òrmüştü.ve onunda yüreginde koskocaman bir ateş yaniyordu.korkusu yurek atesini goren diger ateş nobetcileri de tehlike ateşini yakmasiydi ki bu her şeyin sonu olurdu.
Sonunda binbir zahmet ile su kemerinden geçip iki kapi arasina sizabilmişti.ve aksam ictikleri sarabin yada sabahin mahmurlugundaki nobetciler onu farketmemişti...
( Birinci bölüm devami yarin akşam)
Yalçin öztürk.BIR NIKAIA EFSANESI -2-
" Bazen insan paylastigi öykunun icinde yaşamak ister. Benimki de öyle oldu. Şuan istanbulkapida yaptigim atli savas arabasi atinda öykuye gireyim istedim."
Bugday tenli uzun saçli adam su hendeginden iki kapı arasina girmıs. Akşam içtikleri şarabin etkisiyle sızmis olan bizans askerleri onu fark etmemişti.
Hızla kapîya yöneldi. Kalaslar ile destekli kapi sürgulerini bir çirpida yerinden çıkardi ağir ve hantal kapı gîcırdayarak ardina kadar açildi. Kapı öyle gıcırtı çikartiyordu ki sanki imdat ister gibiydi.
Sonunda her iki kanat da sonuna kadar açildi. Kapiya yakin mevkide pusuda olan yarenleri atlarini hizla sur içine sürdüler. At kişnemeleri nallarin mermer bloklardan yapilma yolda çikarttigi metal sesler sur duvarlarinda yankilaniyor ve her nal mermer zeminde kıvilcimlar saciyordu.
Çikan gürultu uzerine uyanan orta kapı nöbetçileri sur araligindan aşağiya demir parmaklikli kapiyi hizla saldilar. Uclari sivri demirler yerdeki mermer bloklarin cigerine kadar saplandi sanki. Bir müddet titredi kapı sonra olan biteni anlamak istercesine sessizce durdu iki kapi arasindaki savasi seyreder gibiydi..
Kapı hizla yere inerken bir kaç askeri de altina çivilemişti.ve başlarina geleni anlamayamadan can çekisiyorlardi. Beyaz mermerler al kırmızi kan olmuştu.
************
Öyle bir gürültu vardi ki at kışnemeleri kiliçlarin birbirine çarparken çikarttiği şakirtilar a yaralanan insan çıgliklari karişiyor çikan sesler tüm krnte yayiliyordu.
Kızlar burcunda alârm verildi ve nöbetciler tam silahli yerlerini alirken sari saclı amazon bir kaç muhafizi ile hızla dogu yönundeki kapiya koştu,saclari sur üzerinde bayrak gibi dalgalaniyordu.
Ve sonunda orta kapinin uzerine ulaşti.mazgal araligini kendine siper edip aşagida olan biteni anlamaya çalişirken bir yandan da sevdigi adamı ariyordu gözleri.
Bugday tenli adami. Tam atina binerkrn gordü. Yüregi hizla çarpmaya başladi. Onun o dar alanda kılicini ustaca savurusunu uzerine gelen kilıç darbelerini savuruşunu seyretti. Bir yandan da henuz karar vermemesine ragmen ona bir şey olmamasi icin dua ediyordu içinden.
Bugday tenli adam aylardir bu ani bekliyor ve bu gune dek yaptigi her hamle boşa çikmıs bugun ise bunun birinci ayagini başarmişti. Sur içindeydi ışte ve amaci ugruna ya òlecekti yada başaracakti, yolu yoktu.
Aylardir bu civarda dönmüs durmuş çevredeki rum köyluler ile dostluk kurmus onlarin gönüllerini fetetmisti. O ovada gezerken tarlalarinda çalışan köyluler kendilerini güvende hissederdi. Bilirlerki başlarina bir iş gelse o ismini bilmedikleri genç adam aninda yardimlarina koşardi. Ona ve arkadaşlarina tarlalarindan topladiklari mevsimlik ne varsa gònullerinden nekadar koparsa verirlerdi. Genç adam ayni zamanda dönemin en iyi şifacilarindandi nerede hasta biri var duysa kalkar gider otlardan yaptigi ilaçlar ile şifa dagitirdi.
Çarpişma tüm şiddeti ile devam ediyordu. Sari sacli amazon komutan istese bir ok atisi ile bulundugu yerden genc adami vurabilirdi. Ama. Her seferinde niyetlensede ona dedigi söz aklina geliyor elini ok ve yaydan geri çekiyordu.
- KALEYI ALIRSAN BENI DE ALIRSIN...!
İşte bu sòz. Elini kolunu bağliyor ve bir yandan da aşık oldugu adamı korumasi için tanriya ve isa ya dualar ediyor adaklar sunuyordu.
Çarpismalar ara ara yavaşlasada biraz soluklandiktan sonra yeniden şiddetleniyor ve ortaliktaki òlülerin akan kanlarindan mermer zemin kayganlaşmiş atlarda insanlarda dengelerini saglarken old7kça zorlaniyorlardi. Zaman su gibi geçmiş hava kararmiştı diş kapi açik,orta kapi kapaliydi. Ve sur içindeki askerler saldirmak icin uygun zamani beklerken genç adam ve yarenleri de kendilerine siper ettikleri sur duvari dibinde dinleniyorlardi. Artik geri dönüş diye bir şey söz konusu degildi.
(Ikinci bölum sonu.devami ve son bölümü perşembe gecesi.)
Dedim ya bazen insan duydugu oykuyu yazarken etkilenip bir kahramanii da o oluyor oyuzden kendi resmimi koydugum icin bağişlayin. Yani bazi yönetmenler vardir yaptiklari filmlere kendilerinden de birkac sahne koyar ya o misal.Hepinize iyi geceler.BİR NİKAİA EFSANESİ -3-.
Hava kararinca ortalik sakinleşmiş iki tarafta geri çekilmiş bir nebze de olsa soluklanip dinlenme firsati yakalamislardi.Sur araliğinda yaralı insanlarin feryatlari yada aci çıglıklarindan başka ses çikmiyordu.
Ay. Bulutlarin arkasina bir gizleniyor bir çıkiyordu.
Ayni zamanda orta kapînin üzerindeki sur duvarlarinin arkasinda da biri uyumuyordu. Yüreginin çarpintisi aşagidaki yaralilarin feryadini bastiriyor gibi geliyordu. Ve gòzleri karanligin icinde bugday tenli yağiz adami ariyordu.
(Neden amazon dendigine gelince. Tarihi veriler derki Turuva savaşinda Turuvalilara destek icin nikaiali erkek savaşcilar ile birlikte nikaiali kadin savaşçilarda turuvaya gitmiştir. Ve o dònem ve sonra ki dönemlerde nikaialilardan soz ederken diger medeniyetler. "sözlerine güvenilir yigit insanlardir" diye bahseder. Şimdilerde, bilmiyorum kim ne der.)
Ay. Bulutlarin ardindan çikti.işte o an. Gòz göze geldiler. Adam,mutluydu. Kadin,rahat bir nefes aldi.mevsim bahar,ve 5 mayis bitmek uzereydi.
Derken. Kale icindeki kiliselerin çanlari cani yanmişcasina çinlamaya başladi.saat 12 yi geçmisti çunku çan tam 12 kez vurdu,sur duvarlarinda derin yankilar oluştu.. zangoçlar gorevlerini yerine getirmenin huzru içinde ayasofyanin dehlizlerinde gözden kayboldu. Şarap mahzeninde birbiri ardina kadehleri yuvarlayip bir kenarida sizip kaldilar.
Ortaligi metal zincirin yuvarlanirken çikardigi sese yukariya dogru yukselen parmaklikli demir kapinin broşlari tikanmişcasina pasli sesi kapladi. Geceye insani olmayan buyuk bir ciglik yayildi onlaca asker bir avuc adamin uzerine çullandi. Nağralar aci feryatlar devrilip düşen bedenler. Yuvarlanip giden insan bedenleri ve kelleler....
Kimin kimi vurdugu belli degil. Derken.... karanligin içinden bir ses yükseldi. "Görmezmisin kellen gitti," ve ses tüm sur araligina yayildi. Sarisin mavi gözlü amazon komutanin surlarina dayandi yankilandi.
Bir anda boguşma durdu. Her iki tarafin askerleri şaşkinlikla olan biteni ay ışıginda izlemeye başladi. Bir adam. Atindan yere indi. Loş ışikta yerde bir şeyler aradı,buldu. Buldugu şey kendi bedenine ait kesik bir baş idi. Hic bir şey duymuyordu başini eline aldı koltugunun altina kîstirdi başsiz bedeni ile son kez sevdiginin oldugu sur a bakti. Sonra dogu yönune döndü. Kalabalik asker gurubu ikiye ayrildi yol verdi Birinci, derkenci adimini atmişti ki,sari sacli mavi gözlu kadin. Yuksrkten akan su gibi akti âsagiya surdan,takildi peşine.
Adam. Dev adimlar ile yuruyor,kız. Onun ruzgarindaki yaprak gibi peşinde savruluyordu ki... kadin seslendi. "BENİ ALMADAN MI GIDIYORSUN" Başsiz beden sesin geldigi yöne dòndü.elini uzatti,uzatti elini kadin.... adam once dizlerinin uzerine çoktu. Eli halen havadaydi. Günlerden 6 mayis idi ve tepede parlak bir ay.sabaha karsiydi. Adam,kasabayi goren noktaya uzandi,tam yedi adimda gelmisti.kadin,adamin henuz sogumamis elini tuttu ve yanina uzandi.
Kaledekiler sagir ve dilsiz gibiydiler tum olan biteni anlamaya çalisiyorlardi. Gün agardi,ovadaki işlerine giden rum köylüler cansiz bedeni gòrdüler tanidilar.ve feryatlari tüm ovayi sardi. Al ata binmiş bir kadin. Dag başlarinda bir taç gibi takilmiş duran sislere dogru giden kadini son kez gördu. Yavaşça gözden kayboldu sari sacli kadin.
Ogünden sonra tepe ustunde isimsiz bir mezar kaldi.ve 5 mayisi 6 mayisa baglayan geceye tanik olan kòyluler. Her yil o gece bu aşki ve savaşi anmak için tören duzenlediler. Ve genc kizlar erkekler... her yil o gece koca ateş yakip uzerinden atlayip,niyet tuttular. Ve bu öyku yillarca yuvarlandi degisime ugradi bu güne kaldi.
Bu gune kalan bir şey daha vardi. O gunlerde sur duvarina çizilen o adamin resmi. Ve o adamin 2018 yılina geldigimizde gecen gunlerde paylaştigim sadece atıniñ sagrisi.(arka bılumu. Çok ugraştim ama kurtaramadim son iki yılda iyice tahrip oldu malesef ve bana o resmin yipranmamis hali ve bugunki son hali,bir de bu hikaye kaldi.)
Umarim zamaninizi alip,başinizi agirtmadim. Ama birinci resme dikkatle bakin. Bu gün kasabami çeviren surlardan birinin duvarinda halen mevcut.ve benden başkada kimsenin umrunda değil.oysa bunu onlar bulaydi yer yerinden oynardi. Bilmedikleri ise bu resim o sur duvarina ışlendiginde zaten yer yerinden oynamişti.( sahi siz bu hikayeyi nereye bağladiniz,ne anladiniz. Kimi cağriştirdi bu hikaye size.?)
Herkese,kasabama öykulerine yaşanmişliklarina yaşanacaklarina. Iyi sabahlar,yeni bir òykude buluşmak uzre.hoşçakalin.
Yalçin öztürk


Yorumlar
Yorum Gönder